Kadir Çıtak

İllüstratör
- “Eskizlerim benim için büyük bir kütüphane gibi.“

Farklı alanlarda kendini ifade eden sanatçıların üretim pratikleri odağında şekillenen röportaj serimizin ikinci konuğu, kendini grafik sanatçısı olarak tanımlayan ve işlerine İstanbul sokaklarında sıkça rastladığımız Kadir Çıtak.

1. Seni her defasında yeniden üretmeye iten his/hisler?

Gündelik hayatımızda makineler ile kurduğumuz ilişki ilhamımın asıl kaynağı diyebilirim. Organik ve mekanik olanın karmaşık ilişkisinin bir yaşam formuna dönüşmesini gözlemlemek, bende üretmeye dair güçlü bir his yaratıyor.

“Çalışmalarımın çoğuna siyah ile başlıyorum. Diğer renkler benim için siyahtan sonra geliyor.”

2. Yeni bir fikir gelmediğinde ne yaparsın?

Yeni fikirler çalışırken insanın zihninde canlanıyor diye düşünüyorum. Yolda veya yürürken de bazı imge ve fikirler zihnime düşüyor; onları hemen bir deftere not alıyorum veya çiziyorum. Eskizlerim benim için büyük bir kütüphane gibi. Çoğu zaman o kütüphaneden bir şey seçiyorum ve o imgenin üzerine gidiyorum. Boş bir kağıdın karşısında oturduğumu hatırlamıyorum.

3. İzleyicilerinle kurduğun ilişkiler nasıl? İşlerin nereden, nasıl takip ediliyor?

Sosyal medya önemli bir araç olsa da, çalışmalarımı kendi atölyemde fiziksel olarak arkadaşlarımla paylaşmak beni çok mutlu ediyor. Atölyem herkese açık; hızlı ve küçük bir sergi için beklerim.

“Yeni malzemeler ve mecralar kendimi güncellemem için bir fırsat yaratıyor. Devamlı bir konunun amatörü olarak buluyorum kendimi. Bu durumun beni güncel ve heyecanlı tuttuğunu düşünüyorum.”

4. Üretimlerin bir insan olsa kime benzerdi? Hangi dilde konuşurdu?

Üretimlerim insan olur muydu bilmiyorum. Mekanik ve organik parçaları vücudunun içerisinde bulunduran süper verimli hibrit bir yaratık olabilirdi. Çıkardığı mekanik aksam sesleri de kendi konuşma dili olurdu.